Günümüzde sıradanlık, hayatın her alanına yayılmış durumda. Tek tip, seri üretim dünya nüfusunun ihtiyaçlarına zar zor yetişebiliyor. Satın aldığımız bir ürün fonksiyonel olarak bizi tatmin etse de duygusal bir fayda sağlamıyor ve değersizleşmekten kaçamıyor. Fabrikasyon akımının karşısında ise yıllardan beri değerini kaybetmeyen sınırlı sayıda üretilen, el yapımı tasarımlar duruyor. Kişisel dokunuşlarla güzelleşen, kendi hikayesini anlatan, doğasında eşsizliği barındıran ürünler. Çünkü bu ürünler hayata geçerken, ona şekil verenler kendilerinden bir parçayı da tasarımlarına aktarmış oluyor. Aynı elden birden fazla ürün çıksa da her biri birbirinden farklı oluyor. Özgün ve eşsiz. El yapımı bir ürün aldığınızda o üründen sadece bir tane olduğunu düşünebiliriz, bu da duygusal olarak bizi tatmin eder. Pop ikonu Andy Warhol’un en büyük yeteneklerinden biri, sıkıcı, banal ya da sıradan görünen şeylerin gizli çekiciliğini ortaya çıkarmaktı. Seri üretim mallarını arzu nesnesine dönüştürdüğü tüketim toplumunda, keşke her marka bunu başarabilse. Ama sonuçta sıradanlığı övmek için de özgün olmak gerekir. Casi Paped hayatın tek düzeliğinin karşısında renkli bir duruş sergiliyor. El yapımı ve sınırlı sayıda üretimle sıradan olmayan, hikayesi olan, kusurlarıyla mükemmelleşen porselenler ortaya çıkarıyor. Renkli ve eşsiz tasarımlarla hayatın sıradanlığına karşı rengini belli ediyor.